Türkiye ne yazık ki kadına şiddet olaylarıyla sarsılmaya devam ediyor. Herkesin bildiği üzere ülkemizde kadına şiddet olayları gün geçtikçe daha kötü ve daha vahşice artmaya devam ediyor. Ama en çok dikkat çeken ve üzüldüğümüz ise bu tür canice gözlerini kırpmadan annelerini ,kardeşlerini, evlatlarını, eşlerini, ablalarını hatta daha doğmamış çocuklarını katledenlerin serbest bırakılması ya da yeterli cezayı almaması. İnsanların bildiği, hafızalarımıza kazınan ya da kimsenin bilmediği ne yazık ki bir sürü kadın cinayeti var.
Kadına şiddet kadınlarda iş gücü kaybına hatta yaşam kaybına neden olabilen ve sağlık hizmeti gerektiren önemli bir halk sağlığı sorunudur. Öyle ki dünya sağlık örgütü kadına yönelik şiddet eylemlerine tekil olaylar olmadığını bununla birlikte kadınların haklarını ihlal eden topluma katılımlarını sınırlayan sağlıklarına ve refahlarına zarar veren bir davranış şekli olup sistematik olarak incelendiğinde kadına yönelik şiddetin küresel olarak kadınların yaklaşık 3 de birini etkileyen küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu kabul etmektedir.
DSÖ’nün 2013 yayınladığı raporuna göre dünya çağında kadınların yaklaşık 3de 1inin (%35)fiziksel/cinsel şiddete maruz kaldığı belirtilmektedir. Aynı bültende küresel olarak kadın cinayetlerinin %38 kadarının erkek bir partner tarafından işlendiği de rapor edilmiştir .DSÖ’nün 2002 yılında yayınlanan ve dünya genelinde farklı coğrafyalarda yapılmış 48 araştırmanın incelendiği raporuna göre ise kadınların %10-69’unun eşleri ya da partnerleri tarafından hayatlarında en az 1 kez cinsel ya da fiziksel şiddete maruz kaldığı saptanmıştır. Madurları tarafından çoğunlukla gizlenen ya da ailevi bir problem olarak algılanan kadına yönelik şiddet kadın sağlığını olumsuz etkilerken tüm sağlık sistemleri üzerinde global bir yük oluşturmaktadır.
Damla Demiral
Damla haberblog